14 Ocak 2012 Cumartesi

Egemenlik Milletimindir


: EGEMENLİK MİLLETİNDİR
KAZANIM:MİSAKI MİLLİNİN KABULUNU VE TBMM AÇILIŞINI ULUSAL EGEMENLİK TAM BAĞIMSIZLIK İLKELERİ VE VATANIN BÜTÜNLÜĞÜ ESASI İLE İLİŞKİLENDİRİR
KAVRAMLAR: MEBUSAN MECLİSİ,AMASYA GÖRÜŞMESİ,MİSAKI MİLLİ,kanuni esasi,güçler birliği ilkesi,ağnam vergisi
Amasya Görüşmeleri (Protokolü) 20-22 Ekim 1919
       Damat Ferit istifa edince yerine Ali Rıza Paşa sadrazamlığa getirilmiştir. Ali Rıza Paşa Anadolu’nun tuttuğu vatansever bir kişiliğe sahipti. Anadolu’daki Milli Mücadele ile yazışmalar başladı. Ancak bazı konularda anlaşma sağlanamayınca İstanbul hükümeti adına Bahriye Nazırı Salih Paşa’yı Temsil Kuruluyla görüşmeler yapmak üzere Amasya’ya gönderdi. Temsil Heyeti adına M. Kemal, Rauf Orbay ve Bekir Sami Bey katıldı.
Ali Rıza Paşa Hükümeti, milli mücadeleyi kontrolü altına almak.
Mustafa Kemal ise Erzurum ve Sivas Kongreleri’nde alınan kararları bu hükümete onaylatmak için bu görüşmeler gerçekleşmiştir. Amasya Görüşmeleri öncesi Mustafa Kemal görüşme teklifini İstanbul Hükümeti’nden gelmesi koşuluyla görüşmelere katılmayı kabul etmiştir. Bu durum, Mustafa Kemalin Anadolu’daki hareketin İstanbul Hükümeti’nce tanınmasına önem verdiğinin göstergesidir. Salih Paşa İstanbul’a ulaştığında, bu esasları hükümete kabul ettireceğini, eğer ettiremezse istifa edeceğini söyleyerek İstanbul’a döndü ve çalışmalara başladı
Alınan Kararlar
§ İstanbul Hükümeti Temsil Heyetini tanıyacak ve Sivas Kongresi kararlarını kabul edecektir.
§ Seçimler yapılıp meclisi mebusan kurulacak
§ mebusan meclisinin İstanbul da toplanması uygun değildir. Anadolu’da, güvenli bir yerde toplanması.
§ İstanbul hükümeti, temsil heyetinin rızası olmadan barış görüşmelerine katılamayacak ve barış antlaşması imzalanmayacaktır.
§ Azınlıklara hiçbir şekilde ayrıcalık verilmeyecektir.
§ Türk vatanının bütünlüğü ve bağımsızlığı kazanılacaktır.
Sonuçları:
·    İstanbul hükümeti bu görüşmeye katılıp protokolü imzalamakla Temsil Kurulu’nu ve Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’ni resmen tanımıştır.
·    Milli davaya karşı çekingen davranan birçok kişinin tereddütleri ortadan kalkmış ve bunlar milli hareketin yanında yer almışlardır.
·    Halk egemenliği kavramı ön plana çıkmıştır.
·     Görüşmeden sonra İstanbul hükümeti sadece bu karar uymuş ve mebusan meclisinin İstanbul’da toplanmasını kabul etmiştir.
·     İstanbul Hükümeti bu görüşmeler ile temsil heyetini resmen tanımış oldu. Böylece Anadolu İstanbul bağlı olmaktan çıkıp İstanbul Anadolu’ya bağlı hale geldi. Böylece Anadolu ihtilali hukuki bir zemine kavuştu.
Amasya Görüşmelerinin Önemi
Amasya’da yapılan görüşme ile İstanbul Hükümeti’nin temsilcisi olan Salih Paşa, Erzurum ve Sivas Kongreleri’nde alınan kararları tanımış oluyordu. Bu durum Temsil Heyeti için önemli bir başarıdır. Çünkü
İstanbul Hükümeti temsilcisinin Amasya’ya gitmesi Temsil Heyeti ile Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin hem varlığını hem de gücünü hukuken tanıdığı anlamına gelmekteydi. Bu durum Anadolu’daki
kurtuluş hareketi açısından siyasi bir zaferdir.
--İstanbul Hükümeti Sivas Kongresi Temsil Heyeti'nin varlığını ne zaman tanımışlardır?
Amasya Görüşmelerinde
Temsil Heyeti’nin Ankara’ya Gelişi (27 Aralık 1919)
v İstanbul Hükümeti, İstanbul dışında toplanma isteğini kabul etmemişti. M. Kemal’in Mebuslar Meclisi’nin İstanbul’da toplanması kararıyla ilgili endişeleri vardı.
v Düşman askerlerinin kol gezdiği ve zararlı cemiyetlerin yoğun faaliyet sahası olarak kullandığı İstanbul, Meclis için hiç de güvenli bir yer değildi.
Meclis’in İstanbul’da toplanma fikri kesinlik kazanınca M. Kemal de bu fikre uymuş ve Erzurum’dan mebus adaylığını koymuştur. Erzurum mebusu seçilen M. Kemal ve Temsil Heyeti, seçilen mebuslarla görüşmek üzere Sivas’tan Ankara’ya doğru yola çıkmıştır. 27 Aralık 1919’da Ankara’ya gelmiştir. Bundan sonra Ankara, Milli Mücadele’nin merkezi haline gelmiştir. Ankara ili, Erzurum ve Sivas'tan sonra Milli Mücadele'nin yeni merkezi olmuştur.
   Ankara’nın Merkez Olarak Seçilmesinde;
·    Ankara’nın İstanbul’a ve cephelere yakın olması
·    Demiryolu ulaşımı  ve telgraf hattının buradan geçmesi
·    Ankara’nın işgal edilememiş olması etkili olmuştur.
·    Batı Anadolu cephesine yakındır
·    İstanbul'daki gelişmeleri daha yakından izleme imkanının bulunması.
·    Ankara'nın Ali Fuat Paşa'nın  kontrolü altında olması.
Anakaraya yerleşen Mustafa Kemal müdafaa-i hukukçu milletvekillerini Ankara’ya çağırarak meclisi mebusan da yapılacak çalışmalar için şu direktifleri verir.
a.    meclise toplantıya gitmese bile kendisinin Mebusan Meclisi'ne başkan seçilmesini istemiştir.
b.   mecliste bir müdafaa hukuk grubunun oluşturulması ve bu grubun meclisteki tüm çalışmalar ağırlığını koyması
c.   tüm kişi ve kurumları bağlayacak kararların alınması
d.   Misak-ı milli kararlarının meclise kabul ettirilmesi
e.M.Kemal, mecliste alınacak kararların metnini kendisi hazırlamıştır.
f.Ankara'da Hakimiyet-i Milliye adlı gazete yayınlanmaya başlamıştır.
v     1919 seçimleri işgallere rağmen oldukça rahat geçmiştir. Çünkü İtilaf Devletleri toplanacak Osmanlı Mebuslar Meclisi’nden kendileri aleyhine bir karar çıkmayacağından emin oldukları için seçimleri engellememiştir. İrade-i Milliye ve Yenigün gazeteleri ise seçimlerde propaganda görevi üstlenmişlerdir.
Son Osmanlı Mebusan Meclisi ve Misak-ı Milli Kararları
Meclis-i mebusan Kanun-i Esasi’ye dayanarak 12 Ocak 1920 de İstanbul’da toplanır. Ancak Mustafa Kemal başkan seçilmediği gibi müdafa-i hukuk grubu da kurulmaz. Bu grubun yerine felah-ı vatan grubu kurulur.
Meclis başkanının sarayın adayı olan Reşat Hikmet Bey olması M. Kemal’in isteklerinin kolay kolay kabul edilmeyeceğinin ve meclis üzerinde padişah baskısının hissedildiğinin göstergesidir.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen meclis-i mebusan 28 Ocak 1920 de misak-ı milli kararlarını alır. Bu kararlar:
1.   20 Ekim 1918 günü yani Mondros ateşkesinin imzalandığı gün işgal edilmiş topraklar milli sınırlarımızdır.
2.   bir zamanlar Osmanlı egemenliğinde olan ancak şu anda işgal altında bulunan Müslüman Arapların yaşadığı toprakların geleceği, orada yaşanların kararları ile belirlenmelidir.
3.   Batı Trakya ile Kars, Ardahan ve batum için gerekirse halk oyuna gidilebilir.
4.   Azınlıklara, çevre ülkelerde Müslüman azınlıklara tanınan haklar kadar haklar tanınacaktır.
5.   İstanbul’un ve Marmara denizinin güvenliği sağlandığında, boğazlar dünya ticaretine açılacaktır.
6.   kapitülasyonlar ve duyun-ı umumiye kaldırılmalıdır.
7.   Bağımsızlığımızı ve ekonomik gelişmemizi engelleyecek hiçbir sınırlandırma kabul edilemez.
Misak-ı Milli Kararlarının Önemi
1.   Milli kurtuluş savaşının hedefleri belirtilmiştir.
2.   Milli sınırlara belirginlik getirilmiştir. ( 1. Madde )Batı Trakya ile Kars Ardahan ve batum için halk oylaması önerilmesi sorunlara öncelikle barışçıl çözüm arandığının bir kanıtıdır. Bu bölgelerdeki Türk nüfusunun çokluğu da halk oylaması istenmesinin bir diğer sebebidir.
3.   Bu belge kurtuluş savaşının diplomatik dayanağı olmuştur.
4.   Misak-ı Milli kararları ile Mustafa Kemal’in bağımsızlıkla ilgili görüşleri Osmanlı parlamentosu tarafından yasallaştırılmıştır.
Kurtuluş savaşının gerekçesi Amasya genelgesiyle hedefleriyse Misak-ı Milli kararlarıyla belirlenmiştir.
5. Misak-ı Milli ile milli ve bölünmez Türk vatanının sınırları çizilmiştir.
6.Erzurum ve Sivas kongreleri kararları Mebusan Meclisi tarafından da kabul edilmiştir.
7.Misak-ı Milli ile belirlenen sınırlar, Lozan Barış Antlaşması ve sonrasında bugünkü sınırlarımız oluşturulmuştur.
8.Misak-ı Milli'nin kabul edilmesi ile İtilaf Devletleri İstanbul'u işgal etmiş ve Mebusan Meclisi basılmıştır (16 Mart 1920).
9.Mebusan Meclisi'nin kapatılması TBMM'nin açılmasının zeminini hazırlamıştır.
§     İstanbul’un Resmen İşgali ( 16 Mart 1920 )
Misak-ı Milli kararlarının alınmasından sonra, anlaşma devletlerinin İstanbul hükümeti ve meclisi mebusan üzerindeki baskısı artmıştır. Bu baskı üzerine Ali rıza paşa sadrazamlıktan istifa ederek yerine Salih paşa yeni hükümeti kurmuştur. Adana çevresinde Ermeniler'in katledildiği yolunda yalan haberler yayılmıştır.
İtilaf Devletleri sözde katliamdan İstanbul Hükümeti'ni sorumlu tutmuş ve
misakı milli kararlarını geri aldıramayınca da 16 Mart 1920 de İstanbul’u işgal ettiler. Meclisi mebus anı bastılar. Kendileri için tehlikeli gördükleri önemli şahsiyetleri malta adasına sürgün ettiler. İtilaf Devletleri Mebusan Meclis'inin kapatılması ile Milli Mücadele'nin sona ereceğine inanmıştır.İtilaf devletlerinin bu tutumu doğrudan milli iradeyi yok etmeye yöneliktir.
İşgalin ardından Salih paşa istifa ederek sadrazamlığa yeniden Damat Ferit paşa getirildi. Damat Ferit Paşa Şeyhülislam'a Kuva-yı Milliye aleyhine bir fetva yazdırarak fetvayı ülkenin her yanına dağıtmıştır.Ardından da 11 Nisan 1920 de padişah Osmanlı meclisi mebusanı kapattı. İstanbul’dan kaçan bazı milletvekilleri Ankara’ya gelerek Milli Mücadeleye katıldılar.
Bu da Ankara’da TBMM’ni açılışını hızlandırmıştır.
İstanbul'u İşgal Eden İtilaf Devletlerinin Yayınladığı Genelge:
1. İşgal geçicidir.
2. İtilaf Devletleri'nin amacı işgal değil, Osmanlı Devleti'nin nüfuzunu arttırmaktır.
3. Anadolu'da isyan çıkarsa ya da Türkler katliam yaparsa İstanbul Türkler'den alınacaktır.
4. Herkes saltanatın merkezi olan İstanbul'un emirlerine uymak zorundadır.
M.Kemal'in İstanbul'un İşgali Üzerine İtilaf Devletleri'ni Protesto Edişi ve Aldığı Önlemler:
1. İstanbul ile telefon ve telgraf görüşmeleri- haberleşme kesilmiştir.
2. İstanbul'da yapılan tutuklamalara misilleme olarak Anadolu'daki İtilaf Devletleri'nin görevli subayları tutuklanmıştır.
3. İstanbul ve Adana'dan düşman askerinin ulaşımını önlemek için Niğde Ulukışla'da ve İzmit Geyve çevresindeki demiryolları tahrip edilmiştir.
4. Eskişehir ve Afyon çevresindeki İngiliz kuvvetlerinin bölgeden çıkarılması ya da silahsızlandırılması kararlaştırılmıştır.
5. Anadolu'da bulunan resmi ya da özel bütün mali kuruluşların para ve değerli eşyaları belirlenerek İstanbul'a gönderilmesi yasaklanmıştır. 6.Vergilere el kondu.
TBMM’NİN AÇILMASI (23 NİSAN 1920) -11 Ağustos 1923
İstanbul’un itilaf devletleri tarafından işgal edilmesi ve meclisi mebus anın kapatılması üzerine Mustafa Kemal heyeti temsiliye adına bir genelge yayımladı. 19 Mart 1920 tarihli bu genelge ile, yeni meclisin Ankara’da toplanacağını her sancaktan 5 kişinin 15 gün içinde seçilmesini istedi. Ayrıca Osmanlı mebusan meclisi üyelerinden İstanbul’dan kaçıp Ankara’ya gelebilenlerinde TBMM’ye kabul edilecekleri bildirildi. ( bunlar 27 Ekim 1920 tarihine kadar TBMM’ye kabul edilmişlerdir.)
Böylece milli iradeye saygılı olunduğu, milli birlikten yana olunduğu ve Ankara’nın otoritesinin güçlendirilmek istendiği anlaşılmıştır.
•   TBMM 23 Nisan 1920 de Ankara’da, coşkulu bir törenle açıldı.TBMM ilk toplantısında 120 üye bulunuyordu. ( sonradan 380’e çıktı. )
•   TBMM açıldığı gün Mustafa Kemal’i meclis başkanlığına seçti.
Meclis üç gruptan oluşmuştur:
1. Seçimle belirlenenler,
2. Kapatılan Mebusan Meclisi'nden gelenler,
3. Sürgünden dönen 14 milletvekili.
Üyeler çok çeşitli mesleklerden oluşmuştur.
I.TBMM’nin Özellikleri
•   TBMM yeni seçilen üyeler ve Osmanlı meclisi mebus anından gelen üyelerden oluşmuştur.
•   Tek meclisli parlamento sistemi benimsenmiştir. ( Üyeleri padişah tarafından seçilen ayan meclisi kaldırılmıştır. )
•   Kamuoyunun tepkisine yol açamamak için yeni meclis olağanüstü yetkilerle donatılmış meclis adıyla açılmıştır.
•   TBMM’de mebuslar meclisinde olduğu gibi dini tartışmalar gözükmez.
•   Savaşı sevk ve idare eden bir yapıya sahip olduğu için ihtilalci bir meclistir.
•   Mebusan meclisinin devamı değildir.
•   Milli iradeye dayanan bir meclistir.
•   TBMM iç politikada halkçılık dış politikada bağımsızlığa saygı ilkesini temel etmiştir.
•   TBMM nin açılmasıyla temsil heyetinin görevi sona ermiştir.
•   Savaş koşullarında çabuk karar alıp, kısa sürede uygulamak için güçler birliği ilkesini 'Meclis Hükümeti Sistemi' benimsemiştir.
•   Öncelikle vatanın kurtuluşunu esas aldığı için, yeni bir devlet düzenine geçilmesini sağlayıcı yönleri ön plana çıkarılmamıştır.
•   TBMM ni ilk çıkardığı kanun ağnam vergisinin artırılması ile ilgilidir.
·    Olağanüstü yetkilere sahip kurucu meclis özelliği taşır. ( Yeni Türk Devletinin temeli atılmıştır)
·    Kurulan hükümet halk egemenliğine dayanır. ( padişah ve halifeye karşı gelmemiştir. Çünkü 600 yıllık bir geleneğe karşı gelmek birliğe ve beraberliğe ihtiyaç duyulan günlerde akıllıca olmazdı.)
·    Farklı fikirler ve akımlar olduğu için demokratik bir meclistir. ( ülkenin kurtulması ortak hedeftir) Bu kadar farklı görüşe sahip insanları bir arada tutan düşünce 'yurdun bağımsızlığını' kurtarma düşüncesidir.
·    'Geçici bir hükümet reisi tanımak doğru değildir' denerek meclisin bağımsızlığı ve devamlılığı belirtilmiştir (2.madde).
Kuruluş Amacı
•   Düzenli bir ordu oluşturmak.
•   Milli iradeyi gerçekleştirmek
•   Vatanı işgallerden kurtarmak
•   Milli birli ve beraberliği gerçekleştirmek
•   İstanbul’un işgali ve meclisi mebus anın dağıtılması Mustafa Kemal’e yeni bir devletin kurulması için gereken imkanı vermiştir.
•   TBMM’nin başkanlığına seçilen Mustafa Kemal vatanı işgallerden kurtarmak için, gereken önlemlerin artık meclis tarafından alınacağını bildirmiş ve vakit geçirmeden bir hükümetin meclis tarafından oluşturulmasını meclise önermiştir.
Mustafa Kemal’in meclise verdiği önergede şu hususlar yer alıyordu.
-   Bir hükümet kurulmalıdır.
-   Geçici olarak bir hükümet başkanı ya da padişah vekili ortaya çıkarmak uygun değildir.
-   TBMM yasama ve yürütme yetkilerine sahiptir.
-   Mecliste seçilecek ve vekil olarak görevlendirilecek bir kurul, hükümet işlerine bakacaktır. Meclis başkanı bu kurulunda başkanı olacaktır.
-   Padişah ve halifenin bulunduğu baskıdan kurtulduğu zaman, meclisin belirleyeceği esaslar içinde durumu belli olacaktır.
Bu önerge 20 Ocak 1921 Anayasası kabul edilinceye kadar Meclisin çalışma esaslarını belirlemiştir.
Meclis Hükümet Sisteminin Özellikleri
•   Hükümet üyeleri meclis içinde ayrı ayrı oylanarak seçilir.
•   Meclis istemediği üyeleri düşürebilir.
•   Bir başbakan yoktur.
•   Meclis başkanı hükümetinde başkanıdır.
•   Bir devlet başkanı da yoktur.
    I.TBMM'nin Gerçekleştirdiği Çalışmalar
TBMM açılmıştır (23 Nisan 1920).
Hıyanet-i vataniye Kanunu çıkarılmıştır (29 Nisan 1920).
İstiklal Mahkemeleri kurulmuştur (11 Eylül 1920).
TBMM ilk anayasası olan Teşkilat-ı Esasiye'yi kabul etmiştir (20 Ocak 1921).
İstiklal Marşı kabul edilmiştir (12 Mart 1921).
Saltanat kaldırılmıştır (1 Kasım 1922).
İzmir İktisat Kongresi toplanmış ve Misak-ı İktisadi kabul edilmiştir (18 Şubat-4 Mart 1923).
Lozan Barış Antlaşması imzalanmıştır (24 Temmuz 1923).
Teşkilat-ı Esasiye (1921 Anayasası - 20 Ocak 1921)
Yunan ilerleyişi devam ettiğinden bir anayasa çıkarılması zorlaşmıştır.
I.İnönü Savaşı'nın kazanılması üzerine M.Kemal bir önerge yayınlamıştır (13 Eylül 1920).
Teşkilat-ı Esasiye adındaki bu önerge Türk Devleti'nin ilk anayasası olmuştur (20 Ocak 1921).
23 esas ve bir ek maddeden oluşmuştur.
Kanun-i Esasi'nin Teşkilat-ı Esasiye ile çelişmeyen bölümleri yürürlükte kalmıştır.
Türkiye Devleti'nin ilk anayasasıdır.
1921 Anayasası'nın Maddeleri
1. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
2. Kanun yapmak (yasama) ve yürütme yetkisini kullanmak milletin tek ve gerçek temsilcisi olan TBMM'ye aittir.
3. Türkiye Devleti TBMM tarafından yönetilir ve hükümet 'TBMM Hükümeti' adını alır.
4. TBMM, iller halkınca seçilen üyelerden oluşur.
5. TBMM'de seçim iki yılda bir yapılır.
6. TBMM, hükümeti seçtiği vekillerle (bakanlarla) yönetilir.
7. Şer'i hükümlerin uygulanması TBMM'ye aittir.
8. Meclis başkanı hükümetin de başkanıdır.
Önemi:
Yeni Türk Devleti'nin kuruluşunun siyasi ve hukuki belgesidir.
Güçler Birliği İlkesi kabul edilmiştir.
Türk tarihinde ilk kez egemenlik ulusa verilmiştir.
Meclis içinde İstiklal Mahkemeleri kurulmuş ve yargı gücü de kullanılmıştır.
Ulusal birliğin bozulmaması için devletin rejimi belirtilmemiştir.
TBMM, yaptığı anayasa ile Kurucu Meclis özelliğini göstermiştir.
Meclis Hükümeti sistemi kabul edilmiştir.
Şer'i hükümlerin TBMM tarafından yerine getirilmesi kabul edildiğinden 1921 Anayasası laik bir anayasa değildir.
1921 Anayasası, 1924 Anayasası'nın ilanına kadar yürürlükte kalmıştır.
1921 Anayasası'nda Yapılan Değişiklikler
Devletin rejiminin cumhuriyet olduğu belirtilmiştir (1923).
Cumhuriyetin ilanı ile Meclis Hükümeti Sistemi sona ermiş Kabine Sistemi'ne geçilmiştir.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Egemenlik Milletimindir


: EGEMENLİK MİLLETİNDİR
KAZANIM:MİSAKI MİLLİNİN KABULUNU VE TBMM AÇILIŞINI ULUSAL EGEMENLİK TAM BAĞIMSIZLIK İLKELERİ VE VATANIN BÜTÜNLÜĞÜ ESASI İLE İLİŞKİLENDİRİR
KAVRAMLAR: MEBUSAN MECLİSİ,AMASYA GÖRÜŞMESİ,MİSAKI MİLLİ,kanuni esasi,güçler birliği ilkesi,ağnam vergisi
Amasya Görüşmeleri (Protokolü) 20-22 Ekim 1919
       Damat Ferit istifa edince yerine Ali Rıza Paşa sadrazamlığa getirilmiştir. Ali Rıza Paşa Anadolu’nun tuttuğu vatansever bir kişiliğe sahipti. Anadolu’daki Milli Mücadele ile yazışmalar başladı. Ancak bazı konularda anlaşma sağlanamayınca İstanbul hükümeti adına Bahriye Nazırı Salih Paşa’yı Temsil Kuruluyla görüşmeler yapmak üzere Amasya’ya gönderdi. Temsil Heyeti adına M. Kemal, Rauf Orbay ve Bekir Sami Bey katıldı.
Ali Rıza Paşa Hükümeti, milli mücadeleyi kontrolü altına almak.
Mustafa Kemal ise Erzurum ve Sivas Kongreleri’nde alınan kararları bu hükümete onaylatmak için bu görüşmeler gerçekleşmiştir. Amasya Görüşmeleri öncesi Mustafa Kemal görüşme teklifini İstanbul Hükümeti’nden gelmesi koşuluyla görüşmelere katılmayı kabul etmiştir. Bu durum, Mustafa Kemalin Anadolu’daki hareketin İstanbul Hükümeti’nce tanınmasına önem verdiğinin göstergesidir. Salih Paşa İstanbul’a ulaştığında, bu esasları hükümete kabul ettireceğini, eğer ettiremezse istifa edeceğini söyleyerek İstanbul’a döndü ve çalışmalara başladı
Alınan Kararlar
§ İstanbul Hükümeti Temsil Heyetini tanıyacak ve Sivas Kongresi kararlarını kabul edecektir.
§ Seçimler yapılıp meclisi mebusan kurulacak
§ mebusan meclisinin İstanbul da toplanması uygun değildir. Anadolu’da, güvenli bir yerde toplanması.
§ İstanbul hükümeti, temsil heyetinin rızası olmadan barış görüşmelerine katılamayacak ve barış antlaşması imzalanmayacaktır.
§ Azınlıklara hiçbir şekilde ayrıcalık verilmeyecektir.
§ Türk vatanının bütünlüğü ve bağımsızlığı kazanılacaktır.
Sonuçları:
·    İstanbul hükümeti bu görüşmeye katılıp protokolü imzalamakla Temsil Kurulu’nu ve Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’ni resmen tanımıştır.
·    Milli davaya karşı çekingen davranan birçok kişinin tereddütleri ortadan kalkmış ve bunlar milli hareketin yanında yer almışlardır.
·    Halk egemenliği kavramı ön plana çıkmıştır.
·     Görüşmeden sonra İstanbul hükümeti sadece bu karar uymuş ve mebusan meclisinin İstanbul’da toplanmasını kabul etmiştir.
·     İstanbul Hükümeti bu görüşmeler ile temsil heyetini resmen tanımış oldu. Böylece Anadolu İstanbul bağlı olmaktan çıkıp İstanbul Anadolu’ya bağlı hale geldi. Böylece Anadolu ihtilali hukuki bir zemine kavuştu.
Amasya Görüşmelerinin Önemi
Amasya’da yapılan görüşme ile İstanbul Hükümeti’nin temsilcisi olan Salih Paşa, Erzurum ve Sivas Kongreleri’nde alınan kararları tanımış oluyordu. Bu durum Temsil Heyeti için önemli bir başarıdır. Çünkü
İstanbul Hükümeti temsilcisinin Amasya’ya gitmesi Temsil Heyeti ile Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin hem varlığını hem de gücünü hukuken tanıdığı anlamına gelmekteydi. Bu durum Anadolu’daki
kurtuluş hareketi açısından siyasi bir zaferdir.
--İstanbul Hükümeti Sivas Kongresi Temsil Heyeti'nin varlığını ne zaman tanımışlardır?
Amasya Görüşmelerinde
Temsil Heyeti’nin Ankara’ya Gelişi (27 Aralık 1919)
v İstanbul Hükümeti, İstanbul dışında toplanma isteğini kabul etmemişti. M. Kemal’in Mebuslar Meclisi’nin İstanbul’da toplanması kararıyla ilgili endişeleri vardı.
v Düşman askerlerinin kol gezdiği ve zararlı cemiyetlerin yoğun faaliyet sahası olarak kullandığı İstanbul, Meclis için hiç de güvenli bir yer değildi.
Meclis’in İstanbul’da toplanma fikri kesinlik kazanınca M. Kemal de bu fikre uymuş ve Erzurum’dan mebus adaylığını koymuştur. Erzurum mebusu seçilen M. Kemal ve Temsil Heyeti, seçilen mebuslarla görüşmek üzere Sivas’tan Ankara’ya doğru yola çıkmıştır. 27 Aralık 1919’da Ankara’ya gelmiştir. Bundan sonra Ankara, Milli Mücadele’nin merkezi haline gelmiştir. Ankara ili, Erzurum ve Sivas'tan sonra Milli Mücadele'nin yeni merkezi olmuştur.
   Ankara’nın Merkez Olarak Seçilmesinde;
·    Ankara’nın İstanbul’a ve cephelere yakın olması
·    Demiryolu ulaşımı  ve telgraf hattının buradan geçmesi
·    Ankara’nın işgal edilememiş olması etkili olmuştur.
·    Batı Anadolu cephesine yakındır
·    İstanbul'daki gelişmeleri daha yakından izleme imkanının bulunması.
·    Ankara'nın Ali Fuat Paşa'nın  kontrolü altında olması.
Anakaraya yerleşen Mustafa Kemal müdafaa-i hukukçu milletvekillerini Ankara’ya çağırarak meclisi mebusan da yapılacak çalışmalar için şu direktifleri verir.
a.    meclise toplantıya gitmese bile kendisinin Mebusan Meclisi'ne başkan seçilmesini istemiştir.
b.   mecliste bir müdafaa hukuk grubunun oluşturulması ve bu grubun meclisteki tüm çalışmalar ağırlığını koyması
c.   tüm kişi ve kurumları bağlayacak kararların alınması
d.   Misak-ı milli kararlarının meclise kabul ettirilmesi
e.M.Kemal, mecliste alınacak kararların metnini kendisi hazırlamıştır.
f.Ankara'da Hakimiyet-i Milliye adlı gazete yayınlanmaya başlamıştır.
v     1919 seçimleri işgallere rağmen oldukça rahat geçmiştir. Çünkü İtilaf Devletleri toplanacak Osmanlı Mebuslar Meclisi’nden kendileri aleyhine bir karar çıkmayacağından emin oldukları için seçimleri engellememiştir. İrade-i Milliye ve Yenigün gazeteleri ise seçimlerde propaganda görevi üstlenmişlerdir.
Son Osmanlı Mebusan Meclisi ve Misak-ı Milli Kararları
Meclis-i mebusan Kanun-i Esasi’ye dayanarak 12 Ocak 1920 de İstanbul’da toplanır. Ancak Mustafa Kemal başkan seçilmediği gibi müdafa-i hukuk grubu da kurulmaz. Bu grubun yerine felah-ı vatan grubu kurulur.
Meclis başkanının sarayın adayı olan Reşat Hikmet Bey olması M. Kemal’in isteklerinin kolay kolay kabul edilmeyeceğinin ve meclis üzerinde padişah baskısının hissedildiğinin göstergesidir.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen meclis-i mebusan 28 Ocak 1920 de misak-ı milli kararlarını alır. Bu kararlar:
1.   20 Ekim 1918 günü yani Mondros ateşkesinin imzalandığı gün işgal edilmiş topraklar milli sınırlarımızdır.
2.   bir zamanlar Osmanlı egemenliğinde olan ancak şu anda işgal altında bulunan Müslüman Arapların yaşadığı toprakların geleceği, orada yaşanların kararları ile belirlenmelidir.
3.   Batı Trakya ile Kars, Ardahan ve batum için gerekirse halk oyuna gidilebilir.
4.   Azınlıklara, çevre ülkelerde Müslüman azınlıklara tanınan haklar kadar haklar tanınacaktır.
5.   İstanbul’un ve Marmara denizinin güvenliği sağlandığında, boğazlar dünya ticaretine açılacaktır.
6.   kapitülasyonlar ve duyun-ı umumiye kaldırılmalıdır.
7.   Bağımsızlığımızı ve ekonomik gelişmemizi engelleyecek hiçbir sınırlandırma kabul edilemez.
Misak-ı Milli Kararlarının Önemi
1.   Milli kurtuluş savaşının hedefleri belirtilmiştir.
2.   Milli sınırlara belirginlik getirilmiştir. ( 1. Madde )Batı Trakya ile Kars Ardahan ve batum için halk oylaması önerilmesi sorunlara öncelikle barışçıl çözüm arandığının bir kanıtıdır. Bu bölgelerdeki Türk nüfusunun çokluğu da halk oylaması istenmesinin bir diğer sebebidir.
3.   Bu belge kurtuluş savaşının diplomatik dayanağı olmuştur.
4.   Misak-ı Milli kararları ile Mustafa Kemal’in bağımsızlıkla ilgili görüşleri Osmanlı parlamentosu tarafından yasallaştırılmıştır.
Kurtuluş savaşının gerekçesi Amasya genelgesiyle hedefleriyse Misak-ı Milli kararlarıyla belirlenmiştir.
5. Misak-ı Milli ile milli ve bölünmez Türk vatanının sınırları çizilmiştir.
6.Erzurum ve Sivas kongreleri kararları Mebusan Meclisi tarafından da kabul edilmiştir.
7.Misak-ı Milli ile belirlenen sınırlar, Lozan Barış Antlaşması ve sonrasında bugünkü sınırlarımız oluşturulmuştur.
8.Misak-ı Milli'nin kabul edilmesi ile İtilaf Devletleri İstanbul'u işgal etmiş ve Mebusan Meclisi basılmıştır (16 Mart 1920).
9.Mebusan Meclisi'nin kapatılması TBMM'nin açılmasının zeminini hazırlamıştır.
§     İstanbul’un Resmen İşgali ( 16 Mart 1920 )
Misak-ı Milli kararlarının alınmasından sonra, anlaşma devletlerinin İstanbul hükümeti ve meclisi mebusan üzerindeki baskısı artmıştır. Bu baskı üzerine Ali rıza paşa sadrazamlıktan istifa ederek yerine Salih paşa yeni hükümeti kurmuştur. Adana çevresinde Ermeniler'in katledildiği yolunda yalan haberler yayılmıştır.
İtilaf Devletleri sözde katliamdan İstanbul Hükümeti'ni sorumlu tutmuş ve
misakı milli kararlarını geri aldıramayınca da 16 Mart 1920 de İstanbul’u işgal ettiler. Meclisi mebus anı bastılar. Kendileri için tehlikeli gördükleri önemli şahsiyetleri malta adasına sürgün ettiler. İtilaf Devletleri Mebusan Meclis'inin kapatılması ile Milli Mücadele'nin sona ereceğine inanmıştır.İtilaf devletlerinin bu tutumu doğrudan milli iradeyi yok etmeye yöneliktir.
İşgalin ardından Salih paşa istifa ederek sadrazamlığa yeniden Damat Ferit paşa getirildi. Damat Ferit Paşa Şeyhülislam'a Kuva-yı Milliye aleyhine bir fetva yazdırarak fetvayı ülkenin her yanına dağıtmıştır.Ardından da 11 Nisan 1920 de padişah Osmanlı meclisi mebusanı kapattı. İstanbul’dan kaçan bazı milletvekilleri Ankara’ya gelerek Milli Mücadeleye katıldılar.
Bu da Ankara’da TBMM’ni açılışını hızlandırmıştır.
İstanbul'u İşgal Eden İtilaf Devletlerinin Yayınladığı Genelge:
1. İşgal geçicidir.
2. İtilaf Devletleri'nin amacı işgal değil, Osmanlı Devleti'nin nüfuzunu arttırmaktır.
3. Anadolu'da isyan çıkarsa ya da Türkler katliam yaparsa İstanbul Türkler'den alınacaktır.
4. Herkes saltanatın merkezi olan İstanbul'un emirlerine uymak zorundadır.
M.Kemal'in İstanbul'un İşgali Üzerine İtilaf Devletleri'ni Protesto Edişi ve Aldığı Önlemler:
1. İstanbul ile telefon ve telgraf görüşmeleri- haberleşme kesilmiştir.
2. İstanbul'da yapılan tutuklamalara misilleme olarak Anadolu'daki İtilaf Devletleri'nin görevli subayları tutuklanmıştır.
3. İstanbul ve Adana'dan düşman askerinin ulaşımını önlemek için Niğde Ulukışla'da ve İzmit Geyve çevresindeki demiryolları tahrip edilmiştir.
4. Eskişehir ve Afyon çevresindeki İngiliz kuvvetlerinin bölgeden çıkarılması ya da silahsızlandırılması kararlaştırılmıştır.
5. Anadolu'da bulunan resmi ya da özel bütün mali kuruluşların para ve değerli eşyaları belirlenerek İstanbul'a gönderilmesi yasaklanmıştır. 6.Vergilere el kondu.
TBMM’NİN AÇILMASI (23 NİSAN 1920) -11 Ağustos 1923
İstanbul’un itilaf devletleri tarafından işgal edilmesi ve meclisi mebus anın kapatılması üzerine Mustafa Kemal heyeti temsiliye adına bir genelge yayımladı. 19 Mart 1920 tarihli bu genelge ile, yeni meclisin Ankara’da toplanacağını her sancaktan 5 kişinin 15 gün içinde seçilmesini istedi. Ayrıca Osmanlı mebusan meclisi üyelerinden İstanbul’dan kaçıp Ankara’ya gelebilenlerinde TBMM’ye kabul edilecekleri bildirildi. ( bunlar 27 Ekim 1920 tarihine kadar TBMM’ye kabul edilmişlerdir.)
Böylece milli iradeye saygılı olunduğu, milli birlikten yana olunduğu ve Ankara’nın otoritesinin güçlendirilmek istendiği anlaşılmıştır.
•   TBMM 23 Nisan 1920 de Ankara’da, coşkulu bir törenle açıldı.TBMM ilk toplantısında 120 üye bulunuyordu. ( sonradan 380’e çıktı. )
•   TBMM açıldığı gün Mustafa Kemal’i meclis başkanlığına seçti.
Meclis üç gruptan oluşmuştur:
1. Seçimle belirlenenler,
2. Kapatılan Mebusan Meclisi'nden gelenler,
3. Sürgünden dönen 14 milletvekili.
Üyeler çok çeşitli mesleklerden oluşmuştur.
I.TBMM’nin Özellikleri
•   TBMM yeni seçilen üyeler ve Osmanlı meclisi mebus anından gelen üyelerden oluşmuştur.
•   Tek meclisli parlamento sistemi benimsenmiştir. ( Üyeleri padişah tarafından seçilen ayan meclisi kaldırılmıştır. )
•   Kamuoyunun tepkisine yol açamamak için yeni meclis olağanüstü yetkilerle donatılmış meclis adıyla açılmıştır.
•   TBMM’de mebuslar meclisinde olduğu gibi dini tartışmalar gözükmez.
•   Savaşı sevk ve idare eden bir yapıya sahip olduğu için ihtilalci bir meclistir.
•   Mebusan meclisinin devamı değildir.
•   Milli iradeye dayanan bir meclistir.
•   TBMM iç politikada halkçılık dış politikada bağımsızlığa saygı ilkesini temel etmiştir.
•   TBMM nin açılmasıyla temsil heyetinin görevi sona ermiştir.
•   Savaş koşullarında çabuk karar alıp, kısa sürede uygulamak için güçler birliği ilkesini 'Meclis Hükümeti Sistemi' benimsemiştir.
•   Öncelikle vatanın kurtuluşunu esas aldığı için, yeni bir devlet düzenine geçilmesini sağlayıcı yönleri ön plana çıkarılmamıştır.
•   TBMM ni ilk çıkardığı kanun ağnam vergisinin artırılması ile ilgilidir.
·    Olağanüstü yetkilere sahip kurucu meclis özelliği taşır. ( Yeni Türk Devletinin temeli atılmıştır)
·    Kurulan hükümet halk egemenliğine dayanır. ( padişah ve halifeye karşı gelmemiştir. Çünkü 600 yıllık bir geleneğe karşı gelmek birliğe ve beraberliğe ihtiyaç duyulan günlerde akıllıca olmazdı.)
·    Farklı fikirler ve akımlar olduğu için demokratik bir meclistir. ( ülkenin kurtulması ortak hedeftir) Bu kadar farklı görüşe sahip insanları bir arada tutan düşünce 'yurdun bağımsızlığını' kurtarma düşüncesidir.
·    'Geçici bir hükümet reisi tanımak doğru değildir' denerek meclisin bağımsızlığı ve devamlılığı belirtilmiştir (2.madde).
Kuruluş Amacı
•   Düzenli bir ordu oluşturmak.
•   Milli iradeyi gerçekleştirmek
•   Vatanı işgallerden kurtarmak
•   Milli birli ve beraberliği gerçekleştirmek
•   İstanbul’un işgali ve meclisi mebus anın dağıtılması Mustafa Kemal’e yeni bir devletin kurulması için gereken imkanı vermiştir.
•   TBMM’nin başkanlığına seçilen Mustafa Kemal vatanı işgallerden kurtarmak için, gereken önlemlerin artık meclis tarafından alınacağını bildirmiş ve vakit geçirmeden bir hükümetin meclis tarafından oluşturulmasını meclise önermiştir.
Mustafa Kemal’in meclise verdiği önergede şu hususlar yer alıyordu.
-   Bir hükümet kurulmalıdır.
-   Geçici olarak bir hükümet başkanı ya da padişah vekili ortaya çıkarmak uygun değildir.
-   TBMM yasama ve yürütme yetkilerine sahiptir.
-   Mecliste seçilecek ve vekil olarak görevlendirilecek bir kurul, hükümet işlerine bakacaktır. Meclis başkanı bu kurulunda başkanı olacaktır.
-   Padişah ve halifenin bulunduğu baskıdan kurtulduğu zaman, meclisin belirleyeceği esaslar içinde durumu belli olacaktır.
Bu önerge 20 Ocak 1921 Anayasası kabul edilinceye kadar Meclisin çalışma esaslarını belirlemiştir.
Meclis Hükümet Sisteminin Özellikleri
•   Hükümet üyeleri meclis içinde ayrı ayrı oylanarak seçilir.
•   Meclis istemediği üyeleri düşürebilir.
•   Bir başbakan yoktur.
•   Meclis başkanı hükümetinde başkanıdır.
•   Bir devlet başkanı da yoktur.
    I.TBMM'nin Gerçekleştirdiği Çalışmalar
TBMM açılmıştır (23 Nisan 1920).
Hıyanet-i vataniye Kanunu çıkarılmıştır (29 Nisan 1920).
İstiklal Mahkemeleri kurulmuştur (11 Eylül 1920).
TBMM ilk anayasası olan Teşkilat-ı Esasiye'yi kabul etmiştir (20 Ocak 1921).
İstiklal Marşı kabul edilmiştir (12 Mart 1921).
Saltanat kaldırılmıştır (1 Kasım 1922).
İzmir İktisat Kongresi toplanmış ve Misak-ı İktisadi kabul edilmiştir (18 Şubat-4 Mart 1923).
Lozan Barış Antlaşması imzalanmıştır (24 Temmuz 1923).
Teşkilat-ı Esasiye (1921 Anayasası - 20 Ocak 1921)
Yunan ilerleyişi devam ettiğinden bir anayasa çıkarılması zorlaşmıştır.
I.İnönü Savaşı'nın kazanılması üzerine M.Kemal bir önerge yayınlamıştır (13 Eylül 1920).
Teşkilat-ı Esasiye adındaki bu önerge Türk Devleti'nin ilk anayasası olmuştur (20 Ocak 1921).
23 esas ve bir ek maddeden oluşmuştur.
Kanun-i Esasi'nin Teşkilat-ı Esasiye ile çelişmeyen bölümleri yürürlükte kalmıştır.
Türkiye Devleti'nin ilk anayasasıdır.
1921 Anayasası'nın Maddeleri
1. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
2. Kanun yapmak (yasama) ve yürütme yetkisini kullanmak milletin tek ve gerçek temsilcisi olan TBMM'ye aittir.
3. Türkiye Devleti TBMM tarafından yönetilir ve hükümet 'TBMM Hükümeti' adını alır.
4. TBMM, iller halkınca seçilen üyelerden oluşur.
5. TBMM'de seçim iki yılda bir yapılır.
6. TBMM, hükümeti seçtiği vekillerle (bakanlarla) yönetilir.
7. Şer'i hükümlerin uygulanması TBMM'ye aittir.
8. Meclis başkanı hükümetin de başkanıdır.
Önemi:
Yeni Türk Devleti'nin kuruluşunun siyasi ve hukuki belgesidir.
Güçler Birliği İlkesi kabul edilmiştir.
Türk tarihinde ilk kez egemenlik ulusa verilmiştir.
Meclis içinde İstiklal Mahkemeleri kurulmuş ve yargı gücü de kullanılmıştır.
Ulusal birliğin bozulmaması için devletin rejimi belirtilmemiştir.
TBMM, yaptığı anayasa ile Kurucu Meclis özelliğini göstermiştir.
Meclis Hükümeti sistemi kabul edilmiştir.
Şer'i hükümlerin TBMM tarafından yerine getirilmesi kabul edildiğinden 1921 Anayasası laik bir anayasa değildir.
1921 Anayasası, 1924 Anayasası'nın ilanına kadar yürürlükte kalmıştır.
1921 Anayasası'nda Yapılan Değişiklikler
Devletin rejiminin cumhuriyet olduğu belirtilmiştir (1923).
Cumhuriyetin ilanı ile Meclis Hükümeti Sistemi sona ermiş Kabine Sistemi'ne geçilmiştir.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder