VATANDAŞLIK HAK VE
GÖREVLERİ
Yurdumuzda bütün vatandaşlar aynı
haklara sahiptir. İnsanların kanun Önünde eşit haklara sahip olması kolay
kazanılmamıştır. Bu hakların kazanılması için çok uzun ve çetin mücadeleler
verilmiştir.
Vatandaşların
haklarını koruma görevini devlet üstlenmiştir. Bu nedenle hakkını arayan her
vatandaşın başvuracağı İlk yer devlettir.
Vatandaşlar,
kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere
sahiptir. Buna göre her vatandaş hür doğar ve hür yaşar. Onun bu hürriyetini
kimse etinden alamaz. Buna bağlı olarak din ve vicdan hürriyetine de sahiptir.
Her vatandaş
istediği dine inanmakta serbesttir. Onu bu konuda kimse zorlayamaz. Aynı
şekilde her vatandaş düşünce hürriyetine de sahiptir. Kişi istediği şekilde
düşünebilir. Yine herkesin bilim ve sanatı öğrenme, bu alanlarda araştırma
yapma ve açıklama hürriyeti vardır. Bütün bu hak ve hürriyetler Atatürk'ün
önderliğinde kurulan cumhuriyet yönetimi sayesinde elde edilmiştir.
Bu
sayılanlar vatandaşın en önemli haklarından bazılarıdır. Devlet de vatandaşların
bu haklarına saygı duyar. Bu hakları edinebilmeleri için ortam hazırlar ve bu
hakları yok edebilecek engelleri ortadan kaldırır. Vatandaşlık görevlerine önem
veren Atatürk "Hakkın bulunduğu yerde görev, görevin bulunduğu yerde hak
vardır." sözüyle vatandaşlık görevinin önemini de belirtmiştir.
Hak: Hukuk düzeninin kişilere
tanımış olduğu yetkidir. Bu yetkilerin belirli bir sının vardır.
Sorumluluk: Kişinin kendine ve başkalarına
karşı yerine getirmesi gereken yükümlülüklerini zamanında yerine getirmesi
zorunluluğudur.
Özgürlük: Bireyin başkalarına zarar
vermeden her şeyi yapabilmesidir.
Özgürlük ile hak
arasında doğrudan bir ilişki vardır. Özgürlük bütün hakların ortak kökenidir.
Özgürlük olmadan hak söz konusu olamaz. Hak, özgürlüğü sağlamak için kişiye
hukukun sağladığı yetkidir. Örneğin, eğitim hakkı olmayan bir kişinin dilediği
bir alanda eğitim görmesi söz konusu olamaz. Çünkü eğitim hakkı, eğitim
özgürlüğünü gerçekleştirmek için tanınmıştır.
Vatandaşlık: Aynı vatan toprakları üzerinde
yaşayan aynı devlete vatandaşlık bağı ile bağlı olan bireylere vatandaş denir.
Bütün demokratik ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de vatandaşlık hakkının
kazanılması yasalarla belirlenmiştir. Anayasamıza göre, "Türk Dev-letine
vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür."
Vatandaşlık
hak ve görevlerinden bazıları şunlardır:
- Seçme ve seçilme
hakkı
- Kanunlara uymak
- Vergi vermek
- Askerlik yapmak
TOPLUMSAL
BİR SORUNA ÇÖZÜM ARARKEN
İnsanlar toplum içerisinde yaşarken birçok sorunla karşılaşır.
Bu sorunların çözümü hak, sorumluluk ve özgürlükler temelinde olması gerekir.
Bu da ancak yasalara uyulmasıyla gerçekleşir.
Tüketici Hakların Koruma Yasası'na göre;
tüketici bir ay içerisinde itiraz edebilir. Satıcıdan ödediği paranın iadesini,
özürlü malın iadesini, malın değiştirilmesini ya da ücretsiz onarımını
isteyebilir. Alıcının bu isteklerinden herhangi biri gerçekleşmediği zaman, il
ve ilçelerde yasa ile kurulmuş olan hakem heyetlerine başvurma hakkı vardır.
Bu heyetlere bir dilekçe ile alınan malın faturası ya da fişi ile başvurulur.
Tüketici burada verilen karardan da memnun olmazsa, Tüketici
Mahkemelerinde dava açabilir.
BİLGİ KUMBARAM
- Bir mal ya da hizmeti özel amaçlarda
kullanan ya da tüketene "tüketici" denir.
- Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 172.
maddesin göre; "Devlet, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirleri
alır, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini teşvik eder."
Bu maddeye göre devlet,
- Tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik
çıkarlarını koruyucu, aydınlatıcı, eğitici, zararlarını giderici, önlemler
almak,
- Tüketicilerin kendilerini koruyucu
girişimlerini özendirmek zorundadır.
Tüketici hakları ihlalleri için başvurulabilecek yerler;
· Belediyeler,
· Tüketici Hakları Derneği,
· Tüketici Haklan Merkezi,
· Tüketici Mahkemesi,
· Tüketici Sorunları İl / İlçe Hakem
Heyeti,
· Reklam Kuruludur.
Bazı durumlarda devlet kuruluşları ile de sorunlar yaşanabilir.
Örneğin yol çalışmaları sonrasında asfaltlama işleminin yapılmaması gibi
hizmet aksamaları durumunda çeşitli devlet kurumlarına başvurulabilir.
Hizmet aksamalarında başvurulabilecek yerler;
· Belediyeler,
· Muhtarlıklar,
· Kaymakamlıklar,
· Valiliklerdir.
DİLEKÇE VERME VE BİLGİ EDİNME HAKKI
· Demokratik devletlerin bireylere
sağladığı temel haklardan biri de dilekçe verme hakkıdır. Dilekçe verme hakkı,
temel hakların korunmasını sağlar.
· Kişiler, uğradıkları herhangi bir
haksızlık sonucu veya belirli bir konuda bilgi vermek amacıyla dilekçe verme
hakkına sahiptir.
· Dilekçe verme ve bilgi edinme hakkı
yasalarla güvence altına alınmıştır. İlgili kurumlar, dilekçeleri
değerlendirerek vatandaşlara altmış gün içinde yazılı olarak cevap vermek
zorundadır.
· Toplum içinde bireyler haklarını çok
iyi bilmeli ve bunları kullanmalıdır.
· Toplum içinde bireylerin birbiriyle
olan sorunlarının çözümünde empati kurmak da çok önemlidir.
EMPATİ: Bir bireyin kendisini karşısındakinin yerine koyması,
onun duygu vedüşüncelerini
anlamaya çalışmasıdır.
Empati toplumsal yaşamın vazgeçilmez unsurlarından biri
olmalıdır. Empati duygusunun geliştiği toplumlarda bireyler davranışlarında
daha dikkatli olur ve davranışların karşılarındaki kişiler tarafından nasıl
algılanabileceğini daha iyi tahmin eder.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN ETKİN VE SOSYAL BİR VATANDAŞIYIM
Sosyal Bilgiler Dersi;
· Vatandaşlık görevi ve
sorumluluklarının öğrenilmesini sağlar.
· Öğrencilerin, Türk milletine,
bayrağına ve Türk ordusuna karşı sevgi, saygı ve güven duygusunu artırır.
· Atatürk ilke ve inkılâplarının
öneminin anlaşılması ve bunların korunması bilincinin yerleşmesini sağlar.
· Türkiye Cumhuriyeti'nin dayandığı
temel ilkeleri öğretir.
· Türk tarihinin öğretilmesini amaçlar.
· Hem ülkemizi hem de dünyayı tanımamızı
sağlar.
· Demokratik yaşam kurallarını öğretir.
· Beraber yaşama, sorumluluk alma, yardımlaşma
ve karar verme duygularını geliştirir.
· İnsanların, birbirlerine karşı olan
hak ve sorumluluklarını kavramalarını sağlar.
· Bilimin ve tekniğin gelişmesinin
insan hayatı üzerindeki etkilerini öğretir.
ATATÜRK VE SOSYAL BİLİMLER
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün
bilime ve bilimsel araştırmalara büyük önem verdiği herkesçe bilinmektedir.
Atatürk'ün en büyük amaçlarından biri de Türkiye'yi çağdaş bir ülke hâline
getirmek ve Avrupalı devletler seviyesine çıkarmaktır. Bunu yaparken en büyük
yol gösterici olarak bilimi kabul etmiştir.
Atatürk'ün yaptığı inkılaplar incelendiğinde, bu inkılapların
aklın ve bilimin önderliğinde yapıldığı, modern yenilik ve gelişime açık bir
özelliğe sahip olduğu görülmektedir.
Bir ülkenin hızla gelişebilmesi için öncelikle halkın eğitim
seviyesinin yükseltilmesi gereklidir. Şüphesiz Atatürk de bu durumun farkına
varmış ve eğitim alanındaki inkılâplara önem vermiştir. Bu nedenle Atatürk
bütçeden ödenek ayırarak yurt dışına öğrenci gönderilmesine karar vermiştir.
Fen bilimleri, sosyal bilimler, görsel sanatlar ve arkeoloji gibi birçok alanda
1925 ile 1947 yılları arasında Avrupa'ya 40 öğrenci gönderilmiştir.
Türk Tarih Kurumu
Tarih boyunca çok sayıda devlet kuran, binlerce yıllık geçmişi
olan, dünya kültür, sanat ve siyasi hayatına etki eden Türklerin tarihi, İslam
tarihi ve Osmanlı tarihi ile sınırlandırılmıştı.
Atatürk 1930 yılından itibaren Türk tarihinin araştırılması
konusuna önem verdi. Araştırmaları bilimsel hâle getirmek için 1931 yılında
Türk Tarihi Tetkik Cemiyetini (Türk Tarih Kurumu) kurdurdu.
Yeni Türk Harfleri
Arap alfabesi ses uyumu bakımından Türkçeye uygun
olmadığından okuma ve yazma güçlüğü ortaya çıkarıyordu. Bu nedenle ülkemizde
okuma ve yazma bilenlerin sayısı da oldukça azdı.
Latin alfabesinden yararlanılarak, Türk dilinin yapısına uygun
Türk alfabesi hazırlandı. Yeni Türk harfleri, TBMM tarafından 1 Kasım 1928 tarihinde
kabul edildi.
Türk Dil Kurumu
Osmanlı Devleti zamanında iki çeşit dil vardı. Biri Arapça, Farsça
ve Türkçenin karışımıyla oluşmuş Osmanlıca, diğeri ise halkın konuştuğu
Türkçe idi.
Ülkede farklı dillerin konuşulması dil birliğinin oluşmasını
engelliyordu. Bu nedenle Atatürk, Türk dilinin geliştirilmesi konusu üzerinde
önemle durdu.
Türkçenin yabancı dillerin etkisinden kurtarılması ve
sadeleştirilmesi amacıyla 1932 yılında Türk Dil Kurumu
açıldı.
Ayrıca Dil Kurultayları düzenlendi.
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi
Ankara Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesinin kurulmasına Atatürk
bizzat öncülük etmiştir.
Türkiye'nin gelişebilmesi için öncelikle bilimin önderliğini esas alan
gençlerin yetiştirilmesi
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder