Sosyal bilgiler dersinin ders notları, yazılı soruları, testleri bünyesinde barından site
29 Aralık 2015 Salı
EKONOMİ ALANINDA YAPILAN İNKILAPLAR
EKONOMİ ALAN. YAP. İNK.
1) İZMİR İKTİSAT KONGRESİ – 17 ŞUBAT 1923
Amaç: Yeni Türk devletinin ekonomi politikasını belirlemek. Yani Milli Ekonomiyi oluşturmak. Her meslek grubundan insan katılmıştır. Bu kongrede MİSAK-I İKTİSADİ kararları alınmıştır.
Bu kararlara göre;
+ Makineli tarım geliştirilecek, yerli malı kullanılacak.(Yurt içi)
+ Üretici korunacak, küçük atölyelerden fabrikalara geçilecek
+ Çiftçilere kredi temin edilecek
+ Milli bankalar kurulacak, sanayi teşvik edilecek
+ Teknik elemanlar yetiştirilecek
+ Özel girişimciler desteklenecektir.
Not: Ancak burada alınan kararların çoğu başarılı olamadı.
Bu durumun nedeni ise;
1) 1929 Dünya Ekonomi krizinin çıkması
2) Özel sektörün ekonomiyi yönetememesi
3) Yetişmiş iş gücünün yeterli olmamasıdır.
Hal böyle olunca Ekonomiyi yönlendirmek için devlet ekonomiye etkin olarak müdahale etmek zorunda kaldı. Devletin ekonomiyi yönetmesine DEVLETÇİLİK denir.Yukarıda sayılan üç neden Devletçilik ilkesinin ortaya çıkmasının nedenidir.
2) TARIM
Cumhuriyetin ilk yıllarında halkın yüzde sekseni kırsal alanda yaşıyor ve tarımla uğraşıyordu. Ancak, tarımın yıllarca ihmal edilmesinden dolayı halkın büyük bir çoğunluğu yoksuldu.
Atatürk 1922’de TBMM’nde yaptığı bir konuşmada köylü ve tarım sorunlarına değinerek; “Türkiye’nin asıl sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan köylüdür. O halde, herkesten daha çok refah, mutluluk ve servete hak kazanan ve layık olan köylüdür.” demiştir.
Tarım kesiminde çiftçinin durumunu güçleştiren etkenlerden biri de vergi yüküydü. Osmanlı döneminde Aşar vergisi ürün üzerinden peşin olarak alınan 1/10 oranındaki vergiydi. Bu vergiyi köylüler ödemede büyük güçlük çekiyordu. Cumhuriyet yönetimi, İzmir İktisat Kongresi’nde aldığı kararla 17 Şubat 1925’te Aşar vergisini kaldırdı. Aşar vergisinin kaldırılması Türkiye’de ilk defa hükümetin, üretici konumundaki köylü lehine aldığı önemli bir karardır.
Tarımın geliştirilmesi ve köylünün kalkındırılması için yapılan çalışmalar
1) Köylüye kredi kolaylığı sağlamak için Ziraat Bankası’nın kredi imkanları artırılmıştır.
2) Çiftçinin ürettiği ürünleri aracısız ve gerçek değeriyle satabilmesi amacıyla 1929’da
3) Tarım Kredi Kooperatifleri kuruldu.
4) Topraksız köylüyü toprak sahibi yapmak için 1929 yılında bir kanun çıkarılmış ancak bu konuda beklenen başarı sağlanamamıştır.(Toprak reformu)
5) Çiftçilere ucuz tohum sağlanmış ve Tohum Islah İstasyonları kurularak, tohumların depolanması ve tarımsal hastalıklarla mücadele edilmesi yolunda önemli çalışmalar yapılmıştır.
6) Ankara’da 1933 yılında Yüksek Ziraat Enstitüsü açıldı.
7) Örnek fidan ve çiftlikler kurulmuş, traktör kullanılması teşvik edilerek, tarım makinaları yardımı yapılmıştır.
8) Aşar vergisi kaldırıldı.
3) TİCARET
Osmanlı Devleti’nin son zamanlarında tarımın gerilemesi, sürekli savaşlar yüzünden güvenliğin sağlanamaması ve kapitülasyonlar sonucu rekabet ortamının bulunmaması gibi nedenlerle Türk aileleri çocukları için memurluğu ve subaylığı, ticaret mesleğine tercih etmişlerdi. Bu nedenle memlekette iç ve dış ticaret Rum, Ermeni ve Yahudi azınlıklarının eline geçmişti.
Lozan Antlaşması’yla kapitülasyonların kaldırması ve ticareti koruyan kanunların çıkarılması ile iç ve dış ticaretin gelişimi için ortam oluşturulmuştur. Atatürk, ticaretin desteklenmesi ve gelişmesini sağlamak için 26 Ağustos 1924’te Türkiye’nin ilk özel bankası olan İş Bankası’nı kurdu. İş Bankası’nın sağladığı krediler ile Türk tüccarlar ticaret hayatına hakim oldular.
Deniz ulaşımının büyük bir bölümü ile önemli limanların işletilmesi yabancı şirketlerin elindeydi.1 Temmuz 1926 yılında Kabotaj Kanunu çıkarılarak, Türk denizlerinde yük ve yolcu taşıma hakkı sadece Türk gemicilerine verildi. Diğer yandan, yabancıların elinde olan ticaret işletmelerinin satın alınmasıyla Milli Ekonomi İlkesi’nin uygulanması sürdürülmüştür.
Türk ekonomisinin para işlerini düzenlemek amacıyla, 11 Haziran 1930’da kabul edilen yasayla Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası kurulmuştur.
4) SANAYİ VE MADENCİLİK
Kurtuluş Savaşı bittiğinde, ülkemizde sanayi kuruluşu sayılabilecek hiçbir kurumumuz yoktu. Kısa sürede ihtiyaç maddelerini üretebilecek sanayinin kurulması gerekiyordu. Ancak, devlet bunu gerçekleştirecek durumda olmadığı için özel sermayeyi sanayileşme alanına çekmek istedi. Bunun için 28 Mayıs 1927’de Teşvik-i Sanayi Kanunu (Sanayiyi Özendirme Kanunu) çıkarıldı.
Fakat, bu kanunun getirdiği imkanlara rağmen, sermaye, teknoloji ve bilgi yetersizliğin-den kaynaklanan sebeplerden dolayı sanayinin gelişmesi sağlanamadı.
Sadece Uşak’ta ilk şeker fabrikası ve küçük çapta bir dokuma sanayi kuruldu. Özel sermayenin başarılı olamaması nedeniyle, devlet sanayi işini kendi üzerine alma gereği duydu.1933’te Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı hazırlanarak kabul edildi. Kalkınma planı başarı ile uygulanarak önemli sanayi işletmeleri kuruldu. Bu sanayi işletmelerinin kurulmasında Sümerbank’ın büyük hizmetleri görüldü. Malatya, Kayseri, Bursa’da Merinos Fabrikaları; Gemlik’te Suni İpek Fabrikası, Nazilli’de Basma Fabrikası, Beykoz’da Deri Fabrikası açıldı. Paşabahçe’de cam ve şişe ihtiyacını karşılayacak bir fabrika, İzmit’te büyük bir kağıt işletmesi kuruldu. İlk demir-çelik işletmemiz 1939 yılında Karabük’te açıldı. Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı başarı ile uygulanırken, İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, İkinci Dünya Savaşı’nın çıkması nedeniyle uygulanamadı.
Zengin maden kaynaklarının araştırılıp, bulunabilmesi için, 1935’te Maden Tetkik Araştırma Enstitüsü (MTA) kuruldu. 14 Haziran 1935’te yer altı kaynaklarının işletilmesi amacıyla Etibank kuruldu.
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
EKONOMİ ALANINDA YAPILAN İNKILAPLAR
EKONOMİ ALAN. YAP. İNK.
1) İZMİR İKTİSAT KONGRESİ – 17 ŞUBAT 1923
Amaç: Yeni Türk devletinin ekonomi politikasını belirlemek. Yani Milli Ekonomiyi oluşturmak. Her meslek grubundan insan katılmıştır. Bu kongrede MİSAK-I İKTİSADİ kararları alınmıştır.
Bu kararlara göre;
+ Makineli tarım geliştirilecek, yerli malı kullanılacak.(Yurt içi)
+ Üretici korunacak, küçük atölyelerden fabrikalara geçilecek
+ Çiftçilere kredi temin edilecek
+ Milli bankalar kurulacak, sanayi teşvik edilecek
+ Teknik elemanlar yetiştirilecek
+ Özel girişimciler desteklenecektir.
Not: Ancak burada alınan kararların çoğu başarılı olamadı.
Bu durumun nedeni ise;
1) 1929 Dünya Ekonomi krizinin çıkması
2) Özel sektörün ekonomiyi yönetememesi
3) Yetişmiş iş gücünün yeterli olmamasıdır.
Hal böyle olunca Ekonomiyi yönlendirmek için devlet ekonomiye etkin olarak müdahale etmek zorunda kaldı. Devletin ekonomiyi yönetmesine DEVLETÇİLİK denir.Yukarıda sayılan üç neden Devletçilik ilkesinin ortaya çıkmasının nedenidir.
2) TARIM
Cumhuriyetin ilk yıllarında halkın yüzde sekseni kırsal alanda yaşıyor ve tarımla uğraşıyordu. Ancak, tarımın yıllarca ihmal edilmesinden dolayı halkın büyük bir çoğunluğu yoksuldu.
Atatürk 1922’de TBMM’nde yaptığı bir konuşmada köylü ve tarım sorunlarına değinerek; “Türkiye’nin asıl sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan köylüdür. O halde, herkesten daha çok refah, mutluluk ve servete hak kazanan ve layık olan köylüdür.” demiştir.
Tarım kesiminde çiftçinin durumunu güçleştiren etkenlerden biri de vergi yüküydü. Osmanlı döneminde Aşar vergisi ürün üzerinden peşin olarak alınan 1/10 oranındaki vergiydi. Bu vergiyi köylüler ödemede büyük güçlük çekiyordu. Cumhuriyet yönetimi, İzmir İktisat Kongresi’nde aldığı kararla 17 Şubat 1925’te Aşar vergisini kaldırdı. Aşar vergisinin kaldırılması Türkiye’de ilk defa hükümetin, üretici konumundaki köylü lehine aldığı önemli bir karardır.
Tarımın geliştirilmesi ve köylünün kalkındırılması için yapılan çalışmalar
1) Köylüye kredi kolaylığı sağlamak için Ziraat Bankası’nın kredi imkanları artırılmıştır.
2) Çiftçinin ürettiği ürünleri aracısız ve gerçek değeriyle satabilmesi amacıyla 1929’da
3) Tarım Kredi Kooperatifleri kuruldu.
4) Topraksız köylüyü toprak sahibi yapmak için 1929 yılında bir kanun çıkarılmış ancak bu konuda beklenen başarı sağlanamamıştır.(Toprak reformu)
5) Çiftçilere ucuz tohum sağlanmış ve Tohum Islah İstasyonları kurularak, tohumların depolanması ve tarımsal hastalıklarla mücadele edilmesi yolunda önemli çalışmalar yapılmıştır.
6) Ankara’da 1933 yılında Yüksek Ziraat Enstitüsü açıldı.
7) Örnek fidan ve çiftlikler kurulmuş, traktör kullanılması teşvik edilerek, tarım makinaları yardımı yapılmıştır.
8) Aşar vergisi kaldırıldı.
3) TİCARET
Osmanlı Devleti’nin son zamanlarında tarımın gerilemesi, sürekli savaşlar yüzünden güvenliğin sağlanamaması ve kapitülasyonlar sonucu rekabet ortamının bulunmaması gibi nedenlerle Türk aileleri çocukları için memurluğu ve subaylığı, ticaret mesleğine tercih etmişlerdi. Bu nedenle memlekette iç ve dış ticaret Rum, Ermeni ve Yahudi azınlıklarının eline geçmişti.
Lozan Antlaşması’yla kapitülasyonların kaldırması ve ticareti koruyan kanunların çıkarılması ile iç ve dış ticaretin gelişimi için ortam oluşturulmuştur. Atatürk, ticaretin desteklenmesi ve gelişmesini sağlamak için 26 Ağustos 1924’te Türkiye’nin ilk özel bankası olan İş Bankası’nı kurdu. İş Bankası’nın sağladığı krediler ile Türk tüccarlar ticaret hayatına hakim oldular.
Deniz ulaşımının büyük bir bölümü ile önemli limanların işletilmesi yabancı şirketlerin elindeydi.1 Temmuz 1926 yılında Kabotaj Kanunu çıkarılarak, Türk denizlerinde yük ve yolcu taşıma hakkı sadece Türk gemicilerine verildi. Diğer yandan, yabancıların elinde olan ticaret işletmelerinin satın alınmasıyla Milli Ekonomi İlkesi’nin uygulanması sürdürülmüştür.
Türk ekonomisinin para işlerini düzenlemek amacıyla, 11 Haziran 1930’da kabul edilen yasayla Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası kurulmuştur.
4) SANAYİ VE MADENCİLİK
Kurtuluş Savaşı bittiğinde, ülkemizde sanayi kuruluşu sayılabilecek hiçbir kurumumuz yoktu. Kısa sürede ihtiyaç maddelerini üretebilecek sanayinin kurulması gerekiyordu. Ancak, devlet bunu gerçekleştirecek durumda olmadığı için özel sermayeyi sanayileşme alanına çekmek istedi. Bunun için 28 Mayıs 1927’de Teşvik-i Sanayi Kanunu (Sanayiyi Özendirme Kanunu) çıkarıldı.
Fakat, bu kanunun getirdiği imkanlara rağmen, sermaye, teknoloji ve bilgi yetersizliğin-den kaynaklanan sebeplerden dolayı sanayinin gelişmesi sağlanamadı.
Sadece Uşak’ta ilk şeker fabrikası ve küçük çapta bir dokuma sanayi kuruldu. Özel sermayenin başarılı olamaması nedeniyle, devlet sanayi işini kendi üzerine alma gereği duydu.1933’te Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı hazırlanarak kabul edildi. Kalkınma planı başarı ile uygulanarak önemli sanayi işletmeleri kuruldu. Bu sanayi işletmelerinin kurulmasında Sümerbank’ın büyük hizmetleri görüldü. Malatya, Kayseri, Bursa’da Merinos Fabrikaları; Gemlik’te Suni İpek Fabrikası, Nazilli’de Basma Fabrikası, Beykoz’da Deri Fabrikası açıldı. Paşabahçe’de cam ve şişe ihtiyacını karşılayacak bir fabrika, İzmit’te büyük bir kağıt işletmesi kuruldu. İlk demir-çelik işletmemiz 1939 yılında Karabük’te açıldı. Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı başarı ile uygulanırken, İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, İkinci Dünya Savaşı’nın çıkması nedeniyle uygulanamadı.
Zengin maden kaynaklarının araştırılıp, bulunabilmesi için, 1935’te Maden Tetkik Araştırma Enstitüsü (MTA) kuruldu. 14 Haziran 1935’te yer altı kaynaklarının işletilmesi amacıyla Etibank kuruldu.
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder