İYİ Kİ VAR!
İnsanlar
doğadaki diğer canlılarda olmayan gelişmiş bir beyne ve düşünce yeteneğine
sahiptir. Doğada bulunan maddeleri kendi yararına uygun şekilde
kullanmışlardır. İlk aletlerin yapımı ile
teknoloji de başlamış, günümüze kadar gelen süreçte gelişerek devam
etmiştir.
1700’lü
yıllarda kömürün enerji olarak kullanılması, James Watt’ın ateşli pompa sistemini bulması, Avrupa’da makineleşme
sürecini başlatmıştır. Buharlı makinelerin
yapılması endüstrinin ortaya çıkmasını sağlamış, doğadaki kaynakların
enerjilerinden yararlanılarak elektrik akımı üretilmiştir. Elektrik enerjisiyle
çalışan alet ve makineler yapılmıştır.
ZAMAN
Zaman
insanlar için oldukça önemlidir. Eskide insanlar Güneş’in düzenli bir şekilde
yer değiştirmesine dikkat ederek vakitlerini belirlemeye çalışmışlardır.
SAAT
Uzun yıllar
zamanı ölçmek için Güneş saati
kullanılmıştır. Mısırlılar, Güneş
saati gibi günlük zamanı gölgenin bir takım işaretler üzerine düşmesiyle
ölçmüşlerdir.
Su
saati de eski zamanı ölçmek için
kullanılmıştır. Bir huniden konulan su silindirdeki şamandırayı yükseltir. Bu
saatin ibresini döndüren bir dişli çubuğa bağlanmıştır. Su akım hızı bir
dondurucu tarafından ayarlanır. Su düzeyi bir tüp aracılığıyla sabit tutulur.
Yine bu
dönemde yağ saati, mum saati kullanmışlardır. Devamlı
olarak yanan, eriyen mumun boyunu gösteren bir ölçekle zamanı anlamaya
çalışmışlardır. Mum düzenli yanarak suyun kaba damla damla akışından
yaralanarak zamanı ölçmüşlerdir.
En çok
kullanılan da kum saati olmuştur.
Belirli bir zaman parçasını gösterir. Kum saati içindeki kumun bir kaptan
diğerine boşalmıştır. İki cam küreden oluşmuştur. Saat baş aşağı çevrildiği
zaman, bir küresinde bulunan ince kum diğerine boşalır. Kumun akması bittiği
zamanki geçen süre üç dakikadır.
İlk mekanik
saatler 10. yüzyılda yapılmaya başlayan ağırlıklı saatlerdir. 16. yüzyılda Hollandalı bilim adamı Christian Huygens
Kristiyan Huygnes) ilk kez sarkaçlı saati yapmıştır. Saatin altında sürekli
sallanan sarkaçlar, saatin düzenli çalışmasını sağlar.
TAKVİM
Takvimi ilk
kez, İlk Çağ’da Sümerler
kullanmışlardır. Yılı 354 gün hesaplayarak Ay
takviminin temellerini atmışlardır. Bir günü gece ve gündüz on iki eşit
saat olarak düşünmüşler, bir saati 60, bir dakikayı 60 saniyeye bölmüşlerdir.
Mısırlılar, Dünya’nın hareketlerini ve
gökyüzünü inceleyerek bir yılın 365 gün olduğunu hesaplamış ve Güneş takvimini oluşturmuşlardır. Yılı
on iki aya bölerek, bir ayı otuz gün kabul etmişlerdir. Günümüzde iki takvim
çeşidi kullanılmaktadır:
Hicri takvim: Hz. Muhammed’in Mekke’den
Medine’ye göçünü (hicret) yılın başlangıcı kabul eder.
Miladi takvim: Hz.
İsa’nın doğumundan 7 gün sonraki 1 Ocak gününü yılın başlangıcı kabul eder.
Ay yılı ile
Güneş yılı arasında 11 gün zaman farkı vardır. Yüz yıllık zaman dilimlerine “yüzyıl (asır)” denir.
TARİH BOYUNCA TÜRKLERİN KULLANDIKLARI TAKVİMLER
- On İki Hayvanlı Türk Takvimi: Her yıl ayrı bir hayvan ismiyle adlandırılır. Hala Orta Asya’da yaşayan bazı Türklerin kullandığı takvimdir.
- Celali Takvimi: Selçuklu Devletinin kullandığı bir takvimdir.
- Rumi Takvim: Cumhuriyet’in ilanından önce yurdumuzda kullanılmakta idi. Güneş yılını esas alıyordu. Başlangıç yılı hicret yılıydı. Osmanlı mali işlerinde bu takvimi esas alıyordu.
- Hicri Takvim
- Miladi takvim
İLETİŞİM – TELGRAFTAN E-POSTAYA
Eskiden insanlar
ateş yakarak dumanlarla mesajlarını iletmeye çalışmışlardır. Bazı Afrika
kabileleri davul çalarak uzaklara haber iletmişlerdir. Ulak adı verilen kişiler yaya ya da at üzerinde haber iletmiş,
mektup taşımışlardır.
İlk posta
teşkilatını Persler oluşturmuştur. Yazını
ilk kez Sümerler tarafından icat edilmiştir.
19. yüzyıldaki iletimdeki en büyük gelişme Mors alfabesini bulan Samuel Mors’un elektrikli telgrafı bulmasıdır. Samuel Mors
Amerikalı bir ressamdır.
Telefon ilk kez 1876 yılında Graham Bell tarafından icat edilmiştir.
20. yüzyılda sesin radyo dalgaları ile iletişimini sağlayan telsiz telefon
bulunmuştur.
Birçok ülke
tarafından Dünya etrafında uzaya fırlatılmış haberleşme uyduları vardır.
Televizyon uyduları ile yeryüzüne yerleştirilmiş çok sayıda uydu çanağı
haberlerin ve bilgilerin gönderilmesini, alınmasını sağlamaktadır.
Ülkemizin
uzaya fırlatılarak yörüngeye oturtulmuş olan Türksat adında uydusu vardır.
|
Gramofon: Seslerin
kaydedilip sonradan tekrar okunabileceği fikri 1877’de Cross adında bir şair ve bilgin tarafından ortaya atılmış. Bir
alıcı, bir kayıt ve bir de okuma düzeneğinden
meydana gelen ilk fonograf
1878 yılında Thomas Edison
tarafından yapılır. Edison, Mello Fabrikası’nda 20 kişilik ekibiyle yaptığı
çalışmalar sonucunda fonograf hariç 40 yeni proje ile 1000’e yakın buluşun
patentini alır. 1894 yılında Amerikalı
mucit Emil Berliner bu fonografı gramofon
adı altında tescilli bir marka olarak yaygınlaştırır.
ULAŞIM
İlk
tekerlek günümüzden 6000 yıl önce Mezopotamya’da ortaya çıkmıştır. Tekerleğin
bulunmasından sonra, atların çektiği arabalar yapılmış, ulaşım bununla
sağlanmıştır. Uzun yıllar faytonlar insan taşımacılığında at arabaları ise yük
taşımacılığında kullanılmıştır.
İçten
yanmalı motorun bulunması ulaşım alanında büyük bir devrim sayılır. Bu devrim
sayesinde otomobilden uçağa kadar bir dizi taşıtın üretilmesini sağlamıştır. Motosikletlerin
ve otomobillerin motorlarına içten yanmalı motor denir. Bu motor içindeki
benzini yakarak tekerlekleri döndürür.
Teknolojinin
gelişmesiyle birlikte kara yollarının yapımı, gelişmiş hava, deniz limanları,
gideceğimiz yere daha hızlı ve güvenli ulaşabileceğimiz kara, deniz ve hava
taşıtları yapılmıştır.
Metro ve
yaylı sistemler şehir içi ulaşımda büyük bir rahatlık sağlar. Elektrikli
trenler daha hızlı, güvenli ve ekonomik ulaşım imkanı sunar.
Ülkemiz,
Dünya’nın her tarafına gelişmiş kara, deniz, demir ve hava ulaşım ağıyla
bağlıdır.
1933’te
kurulan devlet hava yolları (5 uçak 28 personel) 1956’da Türk Hava Yollarının
kurulması, modern hava meydanları ve hava limanlarının yapılması iç ve dış
hatlarda yolcu ve yük (kargo) taşımacılığı giderek artmıştır. Zamanın
tasarrufunun çok iyi bilinmesi, siyasi ve ticari trafiğin çok yoğunlaşması,
daha hızlı ve gelişmiş uçakların yapılmasını sağlamıştır.
Ulaşımdaki
gelişmeler, bir ülkedeki ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmişliğin de
göstergesidir. Ekonomik gelişmişlik bilim ve teknolojik gelişmeyi de
beraberinde ortaya çıkarır.
LOKOMOTİFİN TARİHÇESİ
İlk kez kömür madenlerinde
vagonların taşınması için atın yerini alacak lokomotifi 1804 yılında İngiliz Richard Trevit Hick (Riçırd Tirevit
Hik) yapmıştır. İlk lokomotifin sadece dört tane çekici tekerleği vardır.
İlk buharlı lokomotifler İngiltere’de kömür madenlerinde
kullanıldı. Zamanla posta arabalarının yerini lokomotifler almıştır. Buhar
makinesi insanlığın gelişmesine teknolojinin yaptığı en büyük katkılardan
biridir. 1769’da James Watt
tarafından yapılmıştır. Ulaşımda çok etkili olmuştur. Buhar gücüyle çalışan
lokomotifler yapılarak tekerlek ve raylarla ağır yüklerin taşınabileceği
ispatlanmıştır.
ENDÜSTRİ
Tarımsal, hayvansal ve madensel
maddeleri işleyerek onlardan doğrudan kullanılır eşya ve madde elde etmeye “endüstri” denir.
Bilim ve
teknolojik gelişmeler endüstrinin ortaya çıkmasında, oluşmasında en büyük
etkendir. Buhar makinesinin İngiltere’de bulunması endüstri devriminin
İngiltere’de başlamasına neden olmuştur. Endüstrileşmeyle birlikte ekonomik ve
sosyal hayat önemli ölçüde değişmiştir. Kırsal alandan kentlere akın olmuş
kentler gelişerek nüfusları artmıştır. Tarımda makineleşme ve modern usuller
verimin artmasına neden olmuştur. Tarımda çalışanların sayısı azalmıştır.
Endüstriyel gelişme dünya ticaretinin gelişmesine neden olmuştur(Ham madde
ihtiyacı artmış, üretilen malların satılma zorunluluğu ortaya çıkmıştır.)
Üretimde
maliyeti düşürmek, daha seri üretmek için bilimsel ve teknolojik buluşlar
yapılmış, bilgisayar, elektronik beyin, robot makineleri üretilmiştir.
1950
yıllarından itibaren ilk seri üretim hatları kullanılmaya başlanmış ve birçok
işin mekanik yollarla yapıldığı görülmüştür.
Tekstil,
maden, makine, orman ürünleri, çimento, cam, seramik gibi ülkemizde gelişmiş
olan sanayi kolları her gün biraz daha gelişerek, ihtiyacımız olan her türlü
ürünü bize sunmaktadır.
Tarım ve
hayvancılık sektörüne yönelik endüstriyel kuruluşlar gelişmiştir.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder