MUTLU BİR
YAŞAM İÇİN
Devlet, bir sınıf veya kesimin değil, tüm vatandaşların refah
ve mutluluğunu sağlayacak sosyal politikalar yürütülmelidir. Yoksullara, bakıma
muhtaç yaşlılara ve çocuklara, işsizlere terk edilmemişlik ve kimsesizlik
duygusu yaşatmamayı hedeflemelidir.
Devletin zor durumdaki vatandaşların sorunlarıyla ilgilenmesi
onların toplumda hak ettikleri yeri almalarında tek başına yeterli görülmez.
Gönüllü kuruluşların ve yurttaşların katkıları ile söz konusu vatandaşlara daha
iyi yaşama koşulları sağlanabilir.
Yaşlıların, kimsesizlerin, engellilerin sorunlarına sahip
çıkmak insanlık ve yurttaşlık görevidir. Onun için toplumda bu bilincin
yerleşmesi önemlidir.
“Bir toplumun gelişmişlik düzeyi, engellilere sunulan imkan ve
hizmetlerle doğru orantılıdır.”
GEÇMİŞE SAYGI, GELECEĞE KATKI
Yaşlılarımız dün ile bugün arasında köprü kuran, kültürümüzü
ve değerlerimizi yarınlara taşımamızı sağlayan en değerli varlıklarımızdır.
Yaşlılar saygıya, sevgiye, hürmete layık kimselerdir. Onlara saygı bir millet
borcudur. Yaşlı bireylerin toplumla bütünleşmesi, daha aktif olması ve yaşama
bağlı kılınmaları için kendilerine minnet borcunun ödenmesi gerekir.
Bir ömrün büyük bir kısmını topluma ve ülkeye hizmetle
geçirmiş insanların, yaşlandıkları ve bakıma muhtaç oldukları dönemde
ömürlerinin sonuna kadar insan onuruna yakışır bir şekilde bakım talep etme
hakları vardır. Ailelerinden ve çocuklarından bu hizmeti çeşitli nedenlerle
alamayanlara bu hizmet imkanlar ölçüsünde devletimiz tarafından verilmektedir.
Ülkemizde her yıl 18 -24 Mart tarihleri arası “Yaşlılara Saygı
Haftası ” olarak kutlanmaktadır.
ENGELLERİ BİRLİKTE AŞALIM
Engelli: Doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle bedensel,
zihinsel, ruhsal, duygusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde
kaybetmiş kişidir. Engelliler toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük
gereksinimlerini karşılama güçlükleri olan kişilerdir. Korunma, bakım, rehabilitasyon, danışmanlık kişiler ve destek
hizmetlerine ihtiyaç duyarlar. Engelli kişi normal sayılabilecek bir insana
göre bir işi yapabilme yeteneğini kaybetmiş veya kısıtlanmıştır.
Bir toplumda engellilerin varlığı, onların toplumla bütünleşme
gereksinimini ve sorununu ortaya çıkarmaktadır.
Engellilerin topluma bütünleşme yönünde yoğun sorunlar içinde
yaşadıkları bilinmektedir. Bu sorunlar, engelli bireylerin içinde yaşadıkları
topluma bir bütünlük içinde yaşmalarını güçleştirme, onların kendilerini mutsuz
hissetmelerine neden olmaktadır. Bu da temel bir insan hakkı olan bireyin
kendisini gerçekleştirme hakkını ortadan kaldıran düşük yaşama kalitesi
demektir.
•Bireyin fiziksel işlevlerindeki bozukluk ve bunların hareket
yeteneğine yarattığı eksiklik ve güçlük onu toplumun diğer bireylerinden farklı
kılar. Bu farklılık engellilerin yaşadığı ayrımcıların da asıl nedenidir.
Bilindiği gibi her türlü ayrımcılığın farklı olmak yani ‘’alışmamış
özelliklere’’ sahip olmak vardır. Bireyi toplumdan uzaklaştırır. Toplumsal
destek sistemlerinin yetersizliği, toplumun dışlayıcı tutum ve davranışları da engelli
bireyin topluma eşit bireyler olarak katılmasını sınırlar.
•Gerekli önlemler alındığında bilinçli bir toplum
yaratıldığında engellilik büyür. Büyük oranda önlenebilir. Bunun için insana
her şeyin üstünde değer veren bir anlayışın toplumda benimsenip yerleştirilmesi
gerekir.
•‘’Engelliler İçin Fırsat Eşitliği Konusunda Standart
Kurallar’’ da engelliler topluma eşit katılımları için bazı ön koşullardan söz
edilmektedir: Bunlar bilinçlendirme, tıbbi bakım, rehabilitasyonve yardım
hizmetleridir. Engelliliğe neden olabilecek durumların ortaya çıkartılması
değerlendirilmesi ve bunların giderilmesi konularında etkili programlar
önerilmektedir. Bu programlar yoluyla engelliliğe neden olan etkenlerden
korunmak, bu etkenleri azaltmak ya da yok etmek olanaklı olabilecektir. Söz
konusu programlara engellilerin, ailelerin ve ilgili kuruluşların katılımı
büyük önem taşımaktadır.
KİMSESİZ ÇOCUKLAR
Toplumda ilgi ve yardım bekleyen bir kesim daha vardır ki,
bunlar kimsesizler ile sokak çocuklarıdır. Bunlar maddi desteklerin yanında
ilgi, sevgi ve şefkat beklemektedirler. İnsanlar;
•Kalplerin de kimsesizler ve korunmaya muhtaç çocuklar için
bir yer açarak,
•Bakım evleriyle temas kurup, orada bulunanlara manevi destek,
yeri gelince maddi destek vererek,
• Çocuk evlerindeki çocuklara ‘’gönüllü aile’’ olarak,
•Gönüllü kuruluşlar ve yerel yönetim kuruluşları olarak
bölgelerinde yeni çocuk evleri ve kimsesizler için bakım evleri açarak,
yardımcı olabilirler.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder