LOZAN BARIŞANTLAŞMASI’NIN ÖNEMİ
Yabancı bir tarihçinin gözünden Lozan Barış Antlaşması
“Onun Türkiye için baş önemi, bugünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin içine aldığı hemen bütün topraklarda tam
ve bütün Türk egemenliğini yeniden
kurmasıydı. Aynı zamanda, uzun süreden beri bir aşağılık ve kölelik sembolü olarak kızılan kapitülasyonlar kaldırıldı. Böylece Türkiye, I. Dünya Savaşı’nın yenilmiş devletleri arasında tek olarak,
kendi perişanlığından ayağa kalkmayı başardı ve galipler
tarafından kendisine dikte edilen barışı reddederek kendi şartlarının kabulünü sağladı. Çünkü Lozan Antlaşması aslında, Türk Millî Misak’ında ifade edilmiş isteklerin uluslararası tanınmasıydı."
I. Dünya
Savaşı
sonrasında
itilaf Devletlerince imzalatılan Sevr Antlaşması ile Osmanlı Devleti, neredeyse haritadan silinmiş ve egemenliği ciddi biçimde sınırlandırılmıştır. Mustafa Kemal liderliğinde Millî
Mücadele’ye başlayan Türk milleti, savaş meydanlarında büyük zaferler kazanmış ve Lozan Barış Antlaşması'yla siyasi ve hukuki alanda bağımsızlığını tüm dünyaya kabul ettirmiştir.
Lozan Barış Antlaşması, Türk tarihinde yeni bir dönemin başlangıcı olarak kabul edilir. Çünkü Batılı devletlerle Türkiye arasındaki ilişkiler bu antlaşmayla yeniden düzenlenmiştir. Batılı devletler Türkiye’nin milletlerarası alanda bağımsız, bütün devletlerle eşit, onurlu, egemen bir devlet olduğunu ve artık Osmanlı Devleti’nin sona erdiğini kabullenmiştir. Antlaşmayla Misakımillî hedeflerine büyük ölçüde ulaşılırken aynı zamanda Mondros
Ateşkesi ve Sevr Anlaşmalarının geçersizliği ispatlanmıştır. Lozan Barış Konferansı sırasında ekonomik, adli ve hukuki alanlarda
ülkenin iç işlerine karışma yetkisi veren kapitülasyonlar uzun süre tartışılmıştır. Sonuçta kapitülasyonların kaldırılması ve Osmanlı
borçlarının ödenmesinin makul bir takvime bağlanması kararlaştırılmıştır. Antlaşma, bu açıdan ekonomik bağımsızlık belgesi olma özelliğine de sahiptir. Türk bağımsızlık savaşının zaferle sonuçlanması sömürge altında bulunan milletleri harekete geçirmiş. Bu etki sömürge imparatorluklarının çökmesine neden olmuştur.
Ayrıca
Lozan Barış
Antlaşması, Millî Mücadele’de Türkiye’yi en çok uğraştıran Yunanistan’la savaşı sona erdirerek kalıcı bir barış sağlanması açısından da önem taşımaktadır.
I. Dünya Savaşı sonunda galip devletlerce kabul ettirilen ve ağır şartlar içeren barış antlaşmaları II. Dünya Savaşı’na zemin hazırlarken Lozan’da karşılıklı müzakerelerle barışın güvencesini oluşturan bir düzenleme yapılmıştır. Bu nedenle, savaşı bitiren antlaşmalar içinde hâlen uygulanan sadece Lozan Barış Antlaşması'dır. Bunda Türkiye’nin, "Yurtta barış, dünyada barış.” ilkesine sadık kalması ve Lozan Barış Antlaşması’nın hükümlerinin
uygulanmasında da bu ilkeyi gözetmesinin rolü büyüktür.
Lozan Barış
Antlaşması’yla Türkiye’de yaşayan ve Türk Devleti’ne vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes eşit ve aynı haklara sahip Türk vatandaşı kabul edildi. Böylece Avrupalıların azınlıkları bahane ederek iç işlerimize karışması engellendi.
Mustafa Kemal, yeni Türk Devleti’nin uluslararası alanda tanınmasını sağlayan Lozan Barış
Antlaşması için şunları söylemiştir: “Bu antlaşma, Türk milletine karşı, yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması ile tamamlandığı sanılmış büyük bir suikastın sonuçsuz kaldığını bildirir bir belgedir. Osmanlı tarihinde benzeri görülmemiş bir siyasi zafer eseridir!”1 “Lozan Konferansı düne ve bugüne ait, üç beş yıla ait hesapların sonuca bağlanmasıyla uğraşmakta değildir. Belki, üç, dört yüzyıllık birikmiş ve yoğunlaşmış hesapların görülmesiyle uğraşmaktadır."2 sözüyle Lozan Barış Antlaşması’nı yüzyıllardır birikmiş problemlerin çözüme kavuşturulma çabası olarak görmektedir.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder